aile arasında arabada çalan müzik
Anide seyahatimizin en ilginç yerleri arasında yerini almıştı. Servisimiz bizi karavan park yerinde bıraktı. Adam başı mı yoksa aile başı mı 25 er lira verdik. Grup liderimiz Sami, akşam yine burada kalacağımızdan bahisle serbest zaman ilan etti, bundan sonrasını. Yemek dönüşü artık geç vakit olmuştu.
0210. Yol Arkadaşım 2 (2018) Fragman 432.876 izlenme - 4 yıl önce 2018 yapımı Yol Arkadaşım 2 filminin fragmanı. 02:31. Aile Arasında (2017) Fragman 783.232 izlenme - 5 yıl önce 2017 yapımı komedi filmi Aile Arasında'nın fragmanı. Senaryoyu
Yanibilinçaltımızda aslında asla yalnız olamıyoruz arkadaş. Yoldan geçen arabada çalan müzik bile ruh halimizi değiştirebiliyor. 7. Müziğin çok önemli bir kültürel etkisi var. Ünlüler / sanatçılar, genç nesil üzerinde gündeme daha çok etki ediyor. Müzik sayesinde genç kitleye daha hızlı nüfus edilebilir.
Türler Dram, Oyun, Seinen, Slice of Life. Bölüm Sayısı: Şimdilik 44 (3.Sezonun çıkma ihtimali oldukça yüksek) Kaynak: Manga. Anime Özeti: Rei Kiriyama, yakın zamanda tek başına yaşamaya başlamış ve geçimini profesyonel olarak oynadığı Shōgi sayesinde sağlamaya çalışan 17 yaşında bir lise öğrencisidir.
Aileceyapılacak keyifli bir yolculuktan arkadaşlarla tatil yoluna çıkmaya kadar, araç sürücüsü için yakın çevre arasında arka koltukta oturup, sürücünün aracı kullanma tekniğinden park ederken yaptığı manevralara kadar sürekli kritik eden yorumlarda bulunan biri mutlaka olur arabada. Tüm dikkatini yola veren sürücü
Site De Rencontre A La Campagne Gratuit. Wolfgang Amadeus Mozart müzikle ilk olarak 3 yaşındayken, müzisyen olan babası 7 yaşındaki ablasını müzik çalıştırırken tanıştı. Oğlunun müziğe ilgisini gören baba, 4 yaşındayken ona kısa parçalar gösterdi. Mozart bunları hatasız olarak tekrar edebildi. 5 yaşındayken ilk bestesini yaptı. Yazmayı henüz bilmediği için notaları onun yerine babası not etti. 6 yaşında ilk halka açık konserini verdi. Yaşamı boyunca 600’e yakın eser besteleyerek klasik müziğin en etkili isimlerinden biri oldu. Ölümünden yaklaşık 200 sene sonra bile Mozart’ın müziğinin etkisi araştırmalara konu oldu. 1993 senesinde yapılan bir araştırmada, bir zeka testindeki soruları çözecek olan denekler üç değişik türde hazırlığa tabi tutuldu. Deneklerin bir kısmı soruları çözmeden önce 10 dakika sessiz bir ortamda bekledi. Bir kısmı 10 dakika boyunca sözel rahatlama yönergeleri dinledi. Geri kalan kısmı da 10 dakika boyunca Mozart’ın bir sonatını dinledi. Sonunda Mozart’ın sonatını dinleyen denekler zeka testinin ilk 15 dakikası boyunca daha yüksek performans gösterdiler. Literatüre Mozart Efekti olarak geçen bu araştırma, “anne karnındaki bebeklere Mozart dinleterek zekalarını artırma” gibi yorumlara kadar uzadı. Her ne kadar daha sonra Mozart’ın müziğinin kalıcı bir zeka artışına yol açmadığı ifade edildiyse de, hatta orijinal deney bebekler üzerinde değil daha büyük öğrenciler üzerinde yapılmış olsa da ve sonraki pek çok deneyde diğer müzik türlerinin de en az Mozart kadar etkili olabileceği bulunduysa da bu araştırma şehir efsanesi gibi dalga dalga büyüdü. Bugün bizim jenerasyonumuzdaki pek çok anne, belki bilerek, belki de bilmeyerek hamileliği sırasında karnına kulaklık takarak bebeğine klasik müzik dinletmiştir. Evet, tahmin edebileceğiniz gibi bugünkü konumuz müzik. Müzik dosyasını açıyorum. Hepimizin bildiği gibi müzik günlük hayatımıza renk katan, duygularımızı kamçılayan, stresi azaltan müthiş bir sanat. Müzikten yetişkinler kadar hemen her yaştaki çocuklar ve hatta bebekler bile keyif alabilir. Eğer sizin çocuğunuz müzik dinlemeyi sevmenin ötesinde müzik üretmek yönünde davranışlar gösteriyorsa, bu durumda müzik eğitimi konusunu da düşünüyor olabilirsiniz. Çocuğunuzun müziğe eğiliminin sadece bir ilgiden ibaret mi olduğunu, yoksa desteklenmesi gereken ve ileride bir mesleğe dönüşebilecek bir yetenek mi olduğunu merak ediyor olabilirsiniz. Müzikle ilgilenen her çocuk müzik üretmeyi düşünmeyebilir. Kimisi sadece şarkı söylemekten de keyif alıyor olabilir. Kimisi desteklendiği takdirde başarılı bir müzisyen olabilir. Kimisiyse Mozart gibi doğuştan gelen bir yetenekle müzik üreten bir deha olabilir. Şunu unutmamak gerekir ki, deha oldukça az rastlanan bir yetenek seviyesidir. Ancak müziğe yetenekli ve istekli her çocuk, uygun bir eğitim ve azimli bir çalışma ile başarılı noktalara gelebilir. Çocuğum Müzik Dehası mı? Müzik yeteneğinin genlerden mi ileri geldiği yoksa eğitimle mi oluştuğu yönünde çeşitli araştırmalar var. Örneğin, 2008 senesinde 234 Finlandiya kökenli aile arasında yapılan bir araştırmaya göre, müzik yeteneği yaklaşık %50 oranında genlerden ileri geliyor. Bir başka deyişle, müziğe yetenekli çocuklardan yaklaşık %50’sinin ailesinde anne/baba ya da diğer akrabalar da müziğe yetenekli ya da meslek olarak müzisyenliği seçmiş. Elbette tek bir araştırma bu konuda kesin bir kanıya varmak için yeterli olmasa da, en azından bize bir bakış açısı veriyor. Eğer müzik yeteneğinin %50’si genlerden gelirse, geri kalan %50’sinin de eğitim ve çalışma ile ortaya çıktığı söylenebilir. Sosyal ağlar sayesinde hemen her gün 3-4 yaşlarında piyanoyu sular seller gibi çalan ya da yetenek yarışmalarında arya seslendiren minikleri görüyoruz. Pekiyi bizim çocuğumuz gerçekten o kadar yetenekli mi? Müziğe yetenekli olan çocukların gösterdiği bazı davranışlar şöyle Perfect mükemmel pitch’e sahip mi? Herhangi bir nota çalındığında, notanın hangi kaynaktan geldiği önemli olmadan bir piyano tuşu da olabilir, araba kornası ya da kapı zili de ve referans örnek bir nota olmadan onun hangi nota olduğunun ismini söyleyebiliyor ya da o notanın aynısını mırıldanabiliyor mu? Örneğin, gerçek bir piyanoda ya da oyuncak bir piyanoda notalar çalındığında o notaları ayırt edebiliyor mu? Güçlü bir ritm duygusu var mı? Fiziksel hareketleri ritmik mi? Örneğin, müzik çaldığında ayakları yada elleriyle tempo tutuyor, müziğe eşlik edecek şekilde sallanıyor, adımlarını müziğe uyduracak şekilde yürüyor mu? O müziğin temposuna uygun olarak oyuncak davula vurabiliyor mu? KidsHealth’e göre 1-3 yaş arasındaki ortalama bir çocuk müzik çaldığında bir yere vurup tempo tutmayı deneyebilir. Ancak 3 yaşına gelmeden uyumlu bir şekilde tempo tutamaz. Ancak müziğe yetenekli olan çocuklar 3 yaşından önce de tempo tutma konusunda daha başarılıdır. İleri müzik becerileri geliştirdi mi? Şarkı söylemek, enstrüman çalmak ya da beste yapmak gibi. Örneğin piyanoda kısa bir parça çalındığında onun aynısını çalabiliyor mu? Çevredeki seslere duyarlı mı? Müziğe yetenekli çocuklar diğer çocuklara kıyasla çevrelerindeki seslere daha duyarlıdır. Yüksek sesli arabalar, akan su, komşunun evinden gelen müzik ya da arabada çaldığınız müzik hakkında konuşabilirler. Müzikteki değişimleri/farklılıkları fark ediyor mu? Örneğin, düzgün olarak akord edilmemiş bir müzikal enstrüman çaldığında bunu anlayabiliyor mu? Onun bildiği ya da bilmediği bir şarkıyı söylerken şarkının bir yerinde melodiyi bilerek hatalı söylerseniz bunu fark ediyor mu? Yukarıdaki soruların hepsine ya da çoğuna evet yanıtını veriyorsanız, çocuğunuzda müzik ilgisi, müzik yeteneği ya da müzik dehası olabilir. Erken Müzik Eğitimi Faydalı mı? Bir önceki bölümde müziğe yetenekli olan çocuklarda görülen ortak davranışları okudunuz. Çocuğunuz bu özelliklerden bazılarını ya da çoğunu gösteriyorsa müzik eğitimine başlamayı düşünebilirsiniz. Ancak uygun zaman ne zaman? Müzik eğitimine ne zaman başlanması gerektiğine yönelik araştırma yaptığımızda karşımıza çıkan pek çok kaynak var. Kaynaklarda çok değişik yaşlar öneriliyor. Kimi uzman “4 yaşından önce başlamamalı, çünkü 4 yaşından önce çocuklar ciddi bir müzik eğitimine odaklanamaz.” diyor. Kimi uzman “En erken 6 aylıkken bile başlayabilir. Çünkü zeka gelişimine katkısı var.” diyor. Bu konudaki bütün araştırmaları bu yazıya almaya yerimiz yetmez. Ancak bilimsel araştırmalardan ortak olarak gördüğüm çıkarıma göre, erken yaşta müzik eğitimine başlamış olmak çocuk gelişimiyle ilgili çeşitli alanlarda daha olumlu sonuçlar alınmasına yardımcı oluyor. Ayrıca eğitime ne kadar erken başlanırsa, daha geç başlayanlara kıyasla daha uzun seneler eğitim alınacağı için belli yeteneklerin geliştirilmesi daha kolay oluyor. 7 yaştan öncesi gelişim açısından “duyarlı dönem” olarak tanımlanıyor. Yapılan bir araştırmaya göre 7 yaşından önce piyano ve violin derslerine başlayan çocuklarda, başlamayan çocuklara kıyasla beyninde kalıcı değişiklikler oluşup, bu değişiklikler işitsel ve görsel anlamda daha iyi motor yeteneklerini doğuruyor. 6 aylık bebeklerden başlamak üzere yaşlarına uygun bir şekilde uyarlanmış aktif müzik dersleri verilmesi çocuğun müzik, dil öncesi iletişim ve sosyal gelişme özelliklerini artırıyor. Sonuç olarak müziği ileride meslek olarak edinecek kadar sevdiği düşünülen çocuklarda, yaşına uygun olmak kaydıyla eğitim çok ufak yaşlardan başlanabilir. Eğitime en erken ne zaman başlanacağı bence çocuğun yetenek seviyesine, istek seviyesine ve ailenin imkanlarına bağlıdır. Müzik Eğitiminde İzlenmesi Gereken Yol Bence burada sorulması gereken kritik soru “Neden çocuğumuzun müzik eğitimine başlaması gerektiğini” düşündüğümüz. Müzik eğitimi de dahil olmak üzere yetenek gerektiren her türlü konuda çocuğun ilgisini hobiden öte profesyonel bir noktaya taşımak konusunda düşünceleriniz varsa, önerim durumu iyi analiz etmenizdir. Çocuğum gerçekten yetenekli mi? Ebeveynlerin çocukların yetenek seviyeleri konusunda objektif olmaları zordur. Elbette çocuklarıyla en çok vakit geçirenler onlar olduğu için, çocuktaki değişimleri, gelişimleri ve meyilleri herkesten önce görmeleri çok normaldir. Ancak bir yeteneğin seviyesinin ne olduğu, özel eğitimle desteklenecek kadar ileri bir seviyede olup olmadığının değerlendirmesini profesyoneller daha iyi yapacaktır. Bir müzik öğretmeni ya da üniversitelerin müzik bölümündeki profesörler çocuğunuzun müzik kapasitesini değerlendirip, uygun eğitim şeklini, enstrümanları ya da okulu önerebilir. Çocuğum gerçekten istekli mi? Yine kimi ebeveynler kendi çocukluklarında ilgi duydukları konularla ilgili olarak kaçırdıkları eğitim fırsatlarını çocuklarında denemek ya da ileride daha başarılı bir birey olması umuduyla, herhangi bir ilgisi olmayan çocuğu belli bir sanat ya da spor dalına yönlendirmek isteyebilirler. Meslek seçimi mutluluğu doğrudan etkileyen bir seçimdir. Bu nedenle isteği olmayan bir çocuğu yönlendirmek bana göre doğru olmayacaktır. Diyelim ki çocuğunuzun müziğe yetenekli olduğunu düşünüyorsunuz. Bir müzik profesyonelinin de aynı yöndeki görüşünü aldınız. Bundan sonraki aşama bence çocuğunuzun yetenek ve istek seviyesini beraberce değerlendirmek olmalıdır. Yetenekli ve İstekliyse Eğer küçük çocuğunuz müziğe yatkın, müzik konusunda yetenekli ya da deha seviyesinde başarılıysa bu durumda çocuğun istek seviyesine bakmak gerekir. Eğer müzik konusunda daha çok öğrenmek ve hatta müzik eğitimi almak konusunda belirgin bir isteği varsa bu durumda müzik profesyonellerinden yardım almayı tercih edebilirsiniz. Çocuğunuza yaşına göre özel ders aldırabilir ya da müzik konusunda eğitim veren bir okula gönderebilirsiniz. Yetenekli Fakat Kararsızsa Eğer küçük çocuğunuz müzik konusunda yetenekliyse ancak eğitim almak konusunda isteğini anlayamıyorsanız, bazen istekli/bazen isteksiz olmak gibi bir kararsızlığı varsa ya da yaşı çok küçükse belki henüz zamanı gelmemiştir. Bu durumda çocuğunuza müzikle ilgili, yaşına uygun oyuncaklar alabilir, evde aktif olarak yaşına uygun kaliteli müzikler dinleyebilir, onunla beraber şarkılar söyleyebilir, ona şarkılar öğretebilir, oyun grubu gibi ortamlarda kendisi gibi müziğe ilgi duyan çocuklarla biraraya getirebilir ve onu yaşına uygun konserlere götürebilirsiniz. Bu şekilde müzik ilgisi gelişebilir ve müzik eğitimi talep etmeye başlayabilir. Yetenekli Fakat İsteksizse Eğer küçük çocuğunuz yetenekli ancak eğitim almak konusunda isteksizse bu durumda, bana göre, onu zorlamak doğru değildir. Bu durumda çocuğu kendi haline bırakmak ve yaptığı müzik aktivitesinden dilediği şekilde zevk almasına izin vermek en doğrusudur. Erken çocukluk çağları eğitim açısından mükemmel bir fırsat olmasına rağmen, çocuğun mutlu bir çocukluk yaşaması bence herşeyden önemlidir. Psikolojik açıdan mutlu bir çocukluk yaşamış olan bir birey, ileride kendini ifade edeceği bir alanı mutlaka bulacaktır. Sonuç olarak, Çocuklara müzik eğitimi vermek konusunda kesin bir yaş vermenin mümkün olduğunu düşünmüyorum. Bu her çocuğun yeteneğine, istek seviyesine ve ailenin imkanlarına göre değişir. Ancak müzik konusunda belirgin bir yeteneği ve isteği olan çocuklarda yaşına uygun müzik eğitimine çok erken yaşlarda başlanabilir. Yetenekli çocuklar için, çocuk gelişimi açısından tüm algıların açık olduğu 7 yaş öncesi bence en uygun dönemdir. Çocuğun yetenek seviyesinin değerlendirmesini mutlaka müzik konusunda profesyonel bir kişi yapmalıdır. Çocuk müzik eğitimine erken başlatılacaksa, mutlaka ufak çocuklarla çalışmak konusunda deneyimli bir eğitmen ile ve yaşına/seviyesine uygun enstrümanlarla/yöntemlerle başlamalıdır. Kaynaklar TheBump Bebek ve Ben Kids Health
Wolfgang Amadeus Mozart müzikle ilk olarak 3 yaşındayken, müzisyen olan babası 7 yaşındaki ablasını müzik çalıştırırken tanıştı. Oğlunun müziğe ilgisini gören baba, 4 yaşındayken ona kısa parçalar gösterdi. Mozart bunları hatasız olarak tekrar edebildi. 5 yaşındayken ilk bestesini yaptı. Yazmayı henüz bilmediği için notaları onun yerine babası not etti. 6 yaşında ilk halka açık konserini verdi. Yaşamı boyunca 600'e yakın eser besteleyerek klasik müziğin en etkili isimlerinden biri oldu. Ölümünden yaklaşık 200 sene sonra bile Mozart’ın müziğinin etkisi araştırmalara konu oldu. 1993 senesinde yapılan bir araştırmada1, bir zeka testindeki soruları çözecek olan denekler üç değişik türde hazırlığa tabi tutuldu. Deneklerin bir kısmı soruları çözmeden önce 10 dakika sessiz bir ortamda bekledi. Bir kısmı 10 dakika boyunca sözel rahatlama yönergeleri dinledi. Geri kalan kısmı da 10 dakika boyunca Mozart’ın bir sonatını dinledi. Sonunda Mozart’ın sonatını dinleyen denekler zeka testinin ilk 15 dakikası boyunca daha yüksek performans gösterdiler. Literatüre Mozart Efekti olarak geçen bu araştırma, “anne karnındaki bebeklere Mozart dinleterek zekalarını artırma” gibi yorumlara kadar uzadı. Her ne kadar daha sonra Mozart’ın müziğinin kalıcı bir zeka artışına yol açmadığı ifade edildiyse de, hatta orijinal deney bebekler üzerinde değil daha büyük öğrenciler üzerinde yapılmış olsa da ve sonraki pek çok deneyde diğer müzik türlerinin de en az Mozart kadar etkili olabileceği bulunduysa da bu araştırma şehir efsanesi gibi dalga dalga büyüdü. Bugün bizim jenerasyonumuzdaki pek çok anne, belki bilerek, belki de bilmeyerek hamileliği sırasında karnına kulaklık takarak bebeğine klasik müzik tahmin edebileceğiniz gibi bugünkü konumuz müzik. Blogumun sürekli okurlarından olan ve daha önce pek çok güzel sorusuyla BebekveBen’deki anneler arası tartışma ortamına katkıda bulunmuş Berrak’ın yeni bir sorusu var. Berrak’tan dinliyoruzNe kadar uzun süre oldu değil mi? Kuzularımız büyüdükçe tartışma konuları da değişiyor. Bu dönem için sorum şu Öncelikle itiraf edeyim hiçbir anne ve baba çocuğunu tam olarak nesnel değerlendiremez. En küçük hareketleri bile annenin babanın gözünde muhteşem gibi görünür, farkındayım Şimdi soru tarafına gelelim… Benim kuzunun müziğe aşırı ilgisi var. Daha 20 aylık olmasına rağmen şarkı söylemeler, ritm tutmalar, danslar falan çok eğlenceli…. Peki sence ve diğer takipçilere göre bir çocuk müzik ya da spor eğitimine ne zaman başlamalı?Merhabalar Berrak,Sorunda “Çocuklarda müzik ve spor için eğitime ne zaman başlamalı?” demişsin. Sorduğun soru sanırım çocuğu 2 yaşına yaklaşıp, karakter özellikleri belirmeye başlayan pek çok annenin aklına gelmiştir. Bence spor ve müzik ayrı ayrı tartışılacak konular. Bu nedenle bu yazımda oğlunun ilgilendiği müzik konusu üzerine yoğunlaşmak istiyorum. Spor eğitimini de belki başka bir yazımda ele bildiği gibi müzik günlük hayatımıza renk katan, duygularımızı kamçılayan, stresi azaltan müthiş bir sanat. Müzikten yetişkinler kadar hemen her yaştaki çocuklar ve hatta bebekler bile keyif alabilir. Oğlum Can da müzik dinlemekten çok hoşlanıyor. Ancak ona dinleteceğimiz müzik konusunda seçici olmayı tercih ediyoruz. Can doğduğundan beri sadece yaşına uygun müzik türlerini dinledi. Bu türlerin arasında çocuklar için yapılmış şarkılar, belli klasik müzik eserleri, enstrümantal parçalar ve ninnileri sayabilirim. Evde hoşlandığı bir müziği duyunca “Muusik!” diyerek koltuğun üzerinde hızlı hızlı bir sağa, bir sola koşuyor. “Ne yapıyorsun Can?” diye sorduğumuzda “A’m dansig” I am dancing – Dans ediyorum. müzikli oyuncakları oynamaktan keyif alıyor. En popüler oyuncaklarından biri de küçük bir kedi şeklinde tasarlanmış piyanosu. Piyanosuyla bize ve zavallı komşularımıza resitaller vermeye başında yuvaya başladığından beri çocuk şarkılarını da öğreniyor. Bu aralar döne döne A-B-C-D-E-F-G diye başlayan alfabe şarkısını söylüyoruz. Yalnız şarkının içindeki “L-M-N-O-P” El, Em, En, O, Piii kısmını nedense “A-na-nay-Piii” şeklinde söylemeyi tercih ediyor. “Ananay ne oğlum? O şarkıda ananay diye bir yer yok.” deyince katıla katıla gülüyor. Diğer sevdiği şarkılarsa “Happy Birthday” ve yeni yıl nedeniyle öğretilen “Jingle Bells!” Yakında umarım şarkı repertuvarımız daha da gelişecek…Müziğin dışında bazen çok ilginç seslere kulak kabartıp beni şaşırtıyor. Yağmurun penceredeki tıpırtısı, alt komşumuzda çalışan halı temizleme makinasının çıkardığı ses ya da çaydanlığın adeta bir düdüğü andıran sesi ilgisini çekip bana “Sesss!” diyor. Bazen müziğe özel bir ilgisi olduğunu düşünüyorum. Diğer zamanlarsa ilgisinin onun yaşındaki herhangi bir çocuk kadar olduğunu… Bu konuda kesin bir karara varmadan önce sanırım daha çok gözlemeye ihtiyacım var. Can’ın müzikle ilişkisi şimdilik böyle…Eğer sizin çocuğunuz müzik dinlemeyi sevmenin ötesinde müzik üretmek yönünde davranışlar gösteriyorsa, bu durumda müzik eğitimi konusunu da düşünüyor olabilirsiniz. Çocuğunuzun müziğe eğiliminin sadece bir ilgiden ibaret mi olduğunu, yoksa desteklenmesi gereken ve ileride bir mesleğe dönüşebilecek bir yetenek mi olduğunu merak ediyor olabilirsiniz. Müzikle ilgilenen her çocuk müzik üretmeyi düşünmeyebilir. Kimisi sadece şarkı söylemekten de keyif alıyor olabilir. Kimisi desteklendiği takdirde başarılı bir müzisyen olabilir. Kimisiyse Mozart gibi doğuştan gelen bir yetenekle müzik üreten bir deha olabilir. Şunu unutmamak gerekir ki, deha oldukça az rastlanan bir yetenek seviyesidir. Ancak müziğe yetenekli ve istekli her çocuk, uygun bir eğitim ve azimli bir çalışma ile başarılı noktalara Müzik Dehası mı?Müzik yeteneğinin genlerden mi ileri geldiği yoksa eğitimle mi oluştuğu yönünde çeşitli araştırmalar var. Örneğin, 2008 senesinde 234 Finlandiya kökenli aile arasında yapılan bir araştırmaya2 göre, müzik yeteneği yaklaşık %50 oranında genlerden ileri geliyor. Bir başka deyişle, müziğe yetenekli çocuklardan yaklaşık %50'sinin ailesinde anne/baba ya da diğer akrabalar da müziğe yetenekli ya da meslek olarak müzisyenliği seçmiş. Elbette tek bir araştırma bu konuda kesin bir kanıya varmak için yeterli olmasa da, en azından bize bir bakış açısı veriyor. Eğer müzik yeteneğinin %50'si genlerden gelirse, geri kalan %50'sinin de eğitim ve çalışma ile ortaya çıktığı ağlar sayesinde hemen her gün 3-4 yaşlarında piyanoyu sular seller gibi çalan ya da yetenek yarışmalarında arya seslendiren minikleri görüyoruz. Pekiyi bizim çocuğumuz gerçekten o kadar yetenekli mi? Müziğe yetenekli olan çocukların gösterdiği bazı davranışlar şöylePerfect mükemmel pitch’e sahip mi? Herhangi bir nota çalındığında, notanın hangi kaynaktan geldiği önemli olmadan bir piyano tuşu da olabilir, araba kornası ya da kapı zili de ve referans örnek bir nota olmadan onun hangi nota olduğunun ismini söyleyebiliyor ya da o notanın aynısını mırıldanabiliyor mu? Örneğin, gerçek bir piyanoda ya da oyuncak bir piyanoda notalar çalındığında o notaları ayırt edebiliyor mu?Güçlü bir ritm duygusu var mı? Fiziksel hareketleri ritmik mi? Örneğin, müzik çaldığında ayakları yada elleriyle tempo tutuyor, müziğe eşlik edecek şekilde sallanıyor, adımlarını müziğe uyduracak şekilde yürüyor mu? O müziğin temposuna uygun olarak oyuncak davula vurabiliyor mu? KidsHealth’e göre 1-3 yaş arasındaki ortalama bir çocuk müzik çaldığında bir yere vurup tempo tutmayı deneyebilir. Ancak 3 yaşına gelmeden uyumlu bir şekilde tempo tutamaz. Ancak müziğe yetenekli olan çocuklar 3 yaşından önce de tempo tutma konusunda daha müzik becerileri geliştirdi mi? Şarkı söylemek, enstrüman çalmak ya da beste yapmak gibi. Örneğin piyanoda kısa bir parça çalındığında onun aynısını çalabiliyor mu?Çevredeki seslere duyarlı mı? Müziğe yetenekli çocuklar diğer çocuklara kıyasla çevrelerindeki seslere daha duyarlıdır. Yüksek sesli arabalar, akan su, komşunun evinden gelen müzik ya da arabada çaldığınız müzik hakkında değişimleri/farklılıkları fark ediyor mu? Örneğin, düzgün olarak akord edilmemiş bir müzikal enstrüman çaldığında bunu anlayabiliyor mu? Onun bildiği ya da bilmediği bir şarkıyı söylerken şarkının bir yerinde melodiyi bilerek hatalı söylerseniz bunu fark ediyor mu?Yukarıdaki soruların hepsine ya da çoğuna evet yanıtını veriyorsanız, çocuğunuzda müzik ilgisi, müzik yeteneği ya da müzik dehası Müzik Eğitimi Faydalı mı?Bir önceki bölümde müziğe yetenekli olan çocuklarda görülen ortak davranışları okudunuz. Çocuğunuz bu özelliklerden bazılarını ya da çoğunu gösteriyorsa müzik eğitimine başlamayı düşünebilirsiniz. Ancak uygun zaman ne zaman?Müzik eğitimine ne zaman başlanması gerektiğine yönelik araştırma yaptığımızda karşımıza çıkan pek çok kaynak var. Kaynaklarda çok değişik yaşlar öneriliyor. Kimi uzman “4 yaşından önce başlamamalı, çünkü 4 yaşından önce çocuklar ciddi bir müzik eğitimine odaklanamaz.” diyor. Kimi uzman “En erken 6 aylıkken bile başlayabilir. Çünkü zeka gelişimine katkısı var.” diyor. Bu konudaki bütün araştırmaları bu yazıya almaya yerimiz yetmez. Ancak bilimsel araştırmalardan ortak olarak gördüğüm çıkarıma göre, erken yaşta müzik eğitimine başlamış olmak çocuk gelişimiyle ilgili çeşitli alanlarda daha olumlu sonuçlar alınmasına yardımcı oluyor. Ayrıca eğitime ne kadar erken başlanırsa, daha geç başlayanlara kıyasla daha uzun seneler eğitim alınacağı için belli yeteneklerin geliştirilmesi daha kolay yaştan öncesi gelişim açısından “duyarlı dönem” olarak tanımlanıyor. Yapılan bir araştırmaya göre 7 yaşından önce piyano ve violin derslerine başlayan çocuklarda, başlamayan çocuklara kıyasla beyninde kalıcı değişiklikler oluşup, bu değişiklikler işitsel ve görsel anlamda daha iyi motor yeteneklerini doğuruyor. 36 aylık bebeklerden başlamak üzere yaşlarına uygun bir şekilde uyarlanmış aktif müzik dersleri verilmesi çocuğun müzik, dil öncesi iletişim ve sosyal gelişme özelliklerini artırıyor. 4Sonuç olarak müziği ileride meslek olarak edinecek kadar sevdiği düşünülen çocuklarda, yaşına uygun olmak kaydıyla eğitim çok ufak yaşlardan başlanabilir. Eğitime en erken ne zaman başlanacağı bence çocuğun yetenek seviyesine, istek seviyesine ve ailenin imkanlarına Eğitiminde İzlenmesi Gereken YolBence burada sorulması gereken kritik soru “Neden çocuğumuzun müzik eğitimine başlaması gerektiğini” düşündüğümüz. Müzik eğitimi de dahil olmak üzere yetenek gerektiren her türlü konuda çocuğun ilgisini hobiden öte profesyonel bir noktaya taşımak konusunda düşünceleriniz varsa, önerim durumu iyi analiz gerçekten yetenekli mi? Berrak’ın da belirttiği ve benim de katıldığım üzere, ebeveynlerin çocukların yetenek seviyeleri konusunda objektif olmaları zordur. Elbette çocuklarıyla en çok vakit geçirenler onlar olduğu için, çocuktaki değişimleri, gelişimleri ve meyilleri herkesten önce görmeleri çok normaldir. Ancak bir yeteneğin seviyesinin ne olduğu, özel eğitimle desteklenecek kadar ileri bir seviyede olup olmadığının değerlendirmesini profesyoneller daha iyi yapacaktır. Bir müzik öğretmeni ya da üniversitelerin müzik bölümündeki profesörler çocuğunuzun müzik kapasitesini değerlendirip, uygun eğitim şeklini, enstrümanları ya da okulu gerçekten istekli mi? Yine kimi ebeveynler kendi çocukluklarında ilgi duydukları konularla ilgili olarak kaçırdıkları eğitim fırsatlarını çocuklarında denemek ya da ileride daha başarılı bir birey olması umuduyla, herhangi bir ilgisi olmayan çocuğu belli bir sanat ya da spor dalına yönlendirmek isteyebilirler. Meslek seçimi mutluluğu doğrudan etkileyen bir seçimdir. Bu nedenle isteği olmayan bir çocuğu yönlendirmek bana göre doğru ki çocuğunuzun müziğe yetenekli olduğunu düşünüyorsunuz. Bir müzik profesyonelinin de aynı yöndeki görüşünü aldınız. Bundan sonraki aşama bence çocuğunuzun yetenek ve istek seviyesini beraberce değerlendirmek ve İstekliyse Eğer küçük çocuğunuz müziğe yatkın, müzik konusunda yetenekli ya da deha seviyesinde başarılıysa bu durumda çocuğun istek seviyesine bakmak gerekir. Eğer müzik konusunda daha çok öğrenmek ve hatta müzik eğitimi almak konusunda belirgin bir isteği varsa bu durumda müzik profesyonellerinden yardım almayı tercih edebilirsiniz. Çocuğunuza yaşına göre özel ders aldırabilir ya da müzik konusunda eğitim veren bir okula Fakat Kararsızsa Eğer küçük çocuğunuz müzik konusunda yetenekliyse ancak eğitim almak konusunda isteğini anlayamıyorsanız, bazen istekli/bazen isteksiz olmak gibi bir kararsızlığı varsa ya da yaşı çok küçükse belki henüz zamanı gelmemiştir. Bu durumda çocuğunuza müzikle ilgili, yaşına uygun oyuncaklar alabilir, evde aktif olarak yaşına uygun kaliteli müzikler dinleyebilir, onunla beraber şarkılar söyleyebilir, ona şarkılar öğretebilir, oyun grubu gibi ortamlarda kendisi gibi müziğe ilgi duyan çocuklarla biraraya getirebilir ve onu yaşına uygun konserlere götürebilirsiniz. Bu şekilde müzik ilgisi gelişebilir ve müzik eğitimi talep etmeye Fakat İsteksizse Eğer küçük çocuğunuz yetenekli ancak eğitim almak konusunda isteksizse bu durumda, bana göre, onu zorlamak doğru değildir. Bu durumda çocuğu kendi haline bırakmak ve yaptığı müzik aktivitesinden dilediği şekilde zevk almasına izin vermek en doğrusudur. Erken çocukluk çağları eğitim açısından mükemmel bir fırsat olmasına rağmen, çocuğun mutlu bir çocukluk yaşaması bence herşeyden önemlidir. Psikolojik açıdan mutlu bir çocukluk yaşamış olan bir birey, ileride kendini ifade edeceği bir alanı mutlaka olarak,Çocuklara müzik eğitimi vermek konusunda kesin bir yaş vermenin mümkün olduğunu düşünmüyorum. Bu her çocuğun yeteneğine, istek seviyesine ve ailenin imkanlarına göre değişir. Ancak müzik konusunda belirgin bir yeteneği ve isteği olan çocuklarda yaşına uygun müzik eğitimine çok erken yaşlarda başlanabilir. Yetenekli çocuklar için, çocuk gelişimi açısından tüm algıların açık olduğu 7 yaş öncesi bence en uygun dönemdir. Çocuğun yetenek seviyesinin değerlendirmesini mutlaka müzik konusunda profesyonel bir kişi yapmalıdır. Çocuk müzik eğitimine erken başlatılacaksa, mutlaka ufak çocuklarla çalışmak konusunda deneyimli bir eğitmen ile ve yaşına/seviyesine uygun enstrümanlarla/yöntemlerle müzik eğitimi konusunda düşüncelerim böyle. Umarım kendi değerlendirmeni yapmana ışık tutacak bazı fikirler verebilmişimdir. Bu konuda araştırma yapmak Can’da gözlemlediğim bazı müzikal davranışlara da farklı bir gözle bakmama yardımcı oldu. Müzik konusunda araştırmalarıma devam edeceğim. Öğrendiklerimizi ve uyguladıklarımızı karşılıklı olarak paylaşmak dileğiyle;SevgilerTanlaDiğer yazılarım için>> Bebek ve BenTwitter>> Bebek_ve_BenPinterest>> bebekvebenKaynaklar1 Rauscher Shaw Catherine N. Ky 1993 Music and spatial task performance2 Pulli K, Karma K, Norio R, Sistonen P, Göring H 2008 I JärveläGenome-wide linkage scan for loci of musical aptitude in Finnish families evidence for a major locus at 4q223 Steele Bailey Zatorre Penhune 2013 Early Musical Training and White-Matter Plasticity in the Corpus Callosum Evidence for a Sensitive Period4 Gerry D, Unrau A, Trainor LJ. 2012 Active music classes in infancy enhance musical, communicative and social development
MüzikOnair radyo sektörüne hizmet etmeye devam ediyor!..Radyolar, radyocular, radyo reklam ajansları ve reklam verenler için köprü vazifesi olan MüzikOnair, radyoları ayakta tutan radyo reklamlarına ayrılan bütçeleri artırmak için çalışmalarını sürdürüyor!..MüzikOnair, radyolara reklam veren ajans yöneticileriyle radyo sektörü üzerine söyleşiler düzenlemeye başladı!..Reklam verenlerin, radyo reklam yatırımlarını artırmak için ne gibi çalışmalar yapılması gerektiğini, radyo sektörünün üzerine düşen ve reklam ajanslarının bu konuda yapması gerekenleri reklam ajans yöneticileri MüzikOnair’a açıklıyor!..İlk konuğumuz, Fedo Reklam Ajans Başkanı Fehmi Besler!..MüzikOnair’da Özcan Beylan’a konuşan Fehmi Besler röportajını aşağıdan okuyabilirsiniz!..İŞTE O RÖPORTAJ!..Fedo Reklam olarak radyo reklamcılığında ne zamandan beri hizmet veriyorsunuz? Müşterileriniz neden Fedo Reklam ile çalışmak istiyor? Biraz şirket profilinizden bahseder misiniz?Fedo Reklam, 2016 ile birlikte, radyo reklam piyasasında 20. yaşına aile şirketi olarak kurulup, aramıza katılan arkadaşlarımızı da bu ailenin bir parçası haline getirmeyi başarmış olmanın, hem kuruluşta, hem gelişimde, hem de rekabet ortamında çok güçlü avantajlarını yaşadık. Hızlı karar verebilen, gözü kara hareket edebilen, prensiplerini korumayı başarabilen yapımızı, aile birliğinden gelen gücün kullanılması, amatör ruhun kaybedilmemesi, karşılıklı saygının korunması, “biz” bilincinin gelişmesi ve yerleşmesi ile sağlamlaştırdığımızı söyleyebilirim. Kurucu ailenin dışında, Fedo’nun çıkarlarını kendi çıkarları gibi gözeten çalışanlarımız çoğaldıkça, başarımız ve sürdürülebilir çalışma potansiyelimiz de arttı. 20 yılın birikimiyle donanmış amatör ruh ve ekip sinerjisi, radyo reklam piyasasına verdiğimiz sarsılmaz güven, müşterilerimizin bizi tercih etmelerindeki başlıca unsurlar olarak Reklam bünyesinde kaç kişi görev yapıyor, kimler hangi görevleri üstleniyor?Fedo Reklam, 10 kişilik bir ekiple çalışıyor. Aramıza yeni arkadaşlar alma konusunda ve mevcut arkadaşlarımızla vedalaşma anlamında biraz tutucu olduğumuz söylenebilir. Ekip ruhuna ve sinerjisine önem veriyoruz. Biraz evvel de anlattığım gibi, başarımızda, bu “biz” bilincinin büyük etkisi olduğunu bakışta yatay bir yapılanmaya sahip olduğumuz görülebilir. Ancak kendi içinde görev ve sorumluluk dağılımlarımız elbette var. Benim partnerim olarak görev yapan 2 arkadaşım, onların da kendilerine bağlı ekipleri bulunmakta. Fedo’da her işin bir sorumlusu olmakla birlikte, genel iş hepimizin reklamcılığının önemi hakkında neler düşünüyorsunuz? Bir firma niçin radyo reklamı tercih etmeli?Maliyet/ fayda analizi yapıldığında, radyo reklamının etkinliği kendini göstermektedir. Radyo, Ses’in gücünü kullanarak, dinleyenin bilinçaltına seslenmekte olup, reklam verenin marka bilinirliğini reklamcılığı haricinde görev alanlarınız var mı? Varsa neler yapıyorsunuz? Biraz onlardan bahseder misiniz?Fedo, kurulduğu günden itibaren, sadece radyo için satın alma, planlama, proje geliştirme vb faaliyetler göstermiş olup, radyo dışında hiçbir yapılanma içerisinde yer almamıştır. Kendimize “radio specialist” dememizdeki en büyük etkenlerin başında, tüm focus’umuzun radyo üzerinde olması verenlerin radyo mecrasına bakış açısı nasıl? Radyolar sizce reklam vereni cezp etmek adına ne gibi adımlar atmalı?Reklam verenin önüne, radyo mecrasının daha sık gelmesi gerektiğini düşünüyorum. Bunun, hem radyonun kendisi, hem radyo ajansları, hem de medya ajansları tarafından daha kararlılıkla yapılması şart. Çünkü maalesef radyo, hak ettiği değeri alamıyor. Burada radyoların da eksikleri var, reklam verenin de. Son zamanlarda radyo adına yapılan tanıtım çalışmalarının çoğalarak devam etmesi, yaratıcı tarafın, radyonun avantajlarını ortaya çıkartacak çalışmalar yapması, özetle radyo için biraz daha fazla emek harcanması gerektiğini ve Nielsen tarafından yapılan radyo reytinglerini her ay değerlendiriyor musunuz? Reklam bütçelemesini dinleyici oranlarına göre mi yapıyorsunuz? Reytingler hakkında ne düşünüyorsunuz? Reytinglerin olmadığı dönem ile reytinglerin olması arasında ne gibi avantaj ve dezavantajlar var?Türkiye genelinde haftalık radyo dinleme oranı, % Yani, Türkiye radyo dinliyor! Bizim de hangi yöntemle olursa olsun, bunu reklam verene göstermemiz gerekiyor. Bu amaçla, bugüne kadar radyo araştırması adına yapılan her çalışmaya aktif olarak destek verdik, vermeyi de araştırması, elimizdeki tek reel veri. Bu veriyi detaylı olarak değerlendiriyor ve tüm çalışmalarımıza entegre ediyoruz. Bunun aksi düşünülemez. Araştırmanın gelişimi ve dünyadaki örnekleriyle kıyaslanması bakımından da yapılması gerekenleri yakından takip ediyoruz. Özellikle, yüksek erişimli planlamalar yapabilme aşamasında, araştırmanın 15 dk’lık erişim vermesi gerektiğini en başından beri ifade ediyoruz. Bu sene ppm’in de devreye girmesi ile alınacak sonuçların bize bu konuda imkan sağlayacağını araştırmalar gösteriyor ki, reklam verenlerin araştırmaya ayırdığı bütçe, %2’lere tekabül ediyor. Bu oran, her yıl azalıyor ve artması noktasında neler yapılmalı? Sizin öneri ve düşünceleriniz neler?Biraz evvel de değindiğim gibi, reklam verenin radyo ile daha fazla temas etmesi gerektiğini düşünüyorum. Örneğin, çalıştığı medya ajansının radyo önerilerini daha fazla değerlendirmesi, kreatif anlamda radyo özelinde çalışmalar yapılması konusunu push etmesi gerekiyor. Tabii ki bu reklam verenin bir anda kendiliğinden geleceği bir nokta değil. Bunun için sektörün tüm aktörlerinin reklam vereni, radyo konusunda daha doyurucu verilerle donatması gerekiyor. Araştırmanın gelişmesine destek olmak, eksikleri spekülasyona yol açmadan sektör içerisinde gidermek ve hep daha iyisi için çalışmak gerekiyor. Yukarıda da söylediğim gibi, Türkiye radyo dinliyor. Bu mecranın, erişimi oranında reklam pastasından payını almaması için hiçbir sebep radyoların satışı nasıl ilerliyor? Gelişen teknoloji ile birlikte radyolar da dijitalleşme sürecinde. Bu bağlamda dijital radyo platformlarına reklam verenler ilgi gösteriyor mu?Digital radyo kullanımına, reklam verenin ilgisi büyük. Fakat bu alanın sahiplenilmesi konusunda en başından beri bir kafa karışıklığı mevcut. Digital radyoyu radyo mu pazarlayacak, digital taraf mı; bütçe, kimin bütçesi olacak gibi..Benim buradaki görüşüm, ses, radyonun ana unsurudur. Dinlediğiniz reklam nereden duyduğunuzdan çok, kaynağına aittir. Yani digital radyonun her türlü hakkı radyonundur. Bu anlamda radyo gruplarının önemli çalışmaları var. Oluşturulmuş platformlar ve bunları takip eden girişimler, bizim de yakından takip ettiğimiz bir alan. Radyo gelirlerinin arttırılması yönünde digital radyonun bir çıkış noktası olacağını olarak Müzik Onair hakkındaki görüşlerinizi paylaşabilir misiniz?Müzik Onair, uzun zamandır takip ettiğimiz bir platform. Müzik adına, radyo adına çok faydalı işler yapıyorsunuz. Çok renkli ve doyurucu bir içeriğiniz var. Yolunuz açık Özcan Beylan MüzikOnair
Nasıl dinlenir müzik üzerindeki bir USB'den coche. Gününüzün çoğunu araba sürerek geçiriyorsunuz ve en sevdiğiniz müziği arabada dinlemeye zorlanmadan binlerce araçta bir çözüm bulmak istiyorsunuz. gün içinde aldığınız birçok iş çağrısı, teléfono móvil hızlı bir şekilde ve sonuç olarak, arabaya bağlanmak için bir müzik çalar olarak kullanımını da dışladı. Merak etmeyin, belki sizin için ideal bir çözüm bende var a USB Arabada bir USB'den adım adım müzik nasıl temel USB soketli arabalara çubuğu Çubuğu USB fişi olmadan arabaya bağlayın2 Arabada müzik dinlemek için diğer bir USB'den adım adım müzik nasıl dinlenirtemel işlemlerBu öğreticinin ayrıntılarına girmeden ve sizi işaret etmeden önce Şundan müzik nasıl dinlenir? USB çubuğu arabada, Bazı prosedürleri uygulamanızı tavsiye ederim, böylece cihazınız ve şarkılar İçerdiği arabada oynamak için bilgisayarınızı açın ve cihaza eklenecek şarkıları seçin, ardından MP3 formatında olduklarından emin yapabilirsin anahtarı FAT biçiminde biçimlendir mümkün olduğunca çok cihazla uyumlu hale getirmek ve MP3 şarkılarını USB belleğe taşımak şarkıların sayısına bağlı olarak, aktarım hızı aşağı yukarı hızlı soketli arabalara çubuğu bağlayınHemen hemen tüm yeni araba modellerinde bir veya daha fazla standart USB soketi vardır. bir USB bellek bağlayarak müzik bazı durumlarda USB soketinin yalnızca yeniden şarj etme işlevi vardır. USB soketinin işlevselliğini öğrenmek için satıcınızla görüşmeniz, aracın kullanım kılavuzuna başvurmanız veya sadece anahtardan bağlantıya devam etmeniz dinlemek için tek yapmanız gereken USB aleti arabanızda ses dosyaları içeren bir cihaza sahip olmak MP3 formatı ve içine yerleştirin USB girişi yazılımınız müzik çalmayı destekliyorsa, ünitede bulunan dosyaların çalınması otomatik olarak ekranından dosyaları arayabilir, çalan şarkıyı seçebilir ve rastgele çalma gibi bazı özelliklerden yararlanabilirsiniz. Araba ekranında görünen kontroller sahip olduğunuz araca göre değişir, ancak genel olarak işlevsellik tüm araçlarda neredeyse aynıdır. Oyuncu oynatmayı duraklatmanıza ve devam ettirmenize, önceki ve sonraki şarkılara erişmenize, şarkı başlığını, sanatçı adını görüntülemenize ve oynatılan içeriğin zaman çizelgesinde ilerlemenize olanak veren medya oynatıcıya erişmek için. Liste veya geçerli Liste USB bellekteki şarkı listesine erişmenizi ve hangisinin çalınacağını seçmenizi sağlar. Seçenekler Ayarlar bir şarkının veya klasörün performansını tekrarlamak ve rasgele çalmayı Rastgele ayarlamak için Tekrar modunu ayarlama bölümü. kaynak radyo, CD veya AUX gibi başka bir ses kaynağı seçmek USB fişi olmadan arabaya bağlayınTüm arabalarda standart bir USB soketi veya USB girişi olan bir araba radyosu bulunmaz. Ancak, bu işlevi arabanıza eklemenize izin veren bazı cihazlar vardır. USB soketi olmadan arabanızdaki taşınabilir bir cihazdan müzik ilk çözüm USB soketli FM vericisi, stereo sistemle radyo dalgaları aracılığıyla iletişim sayıda model var ve en eksiksiz olanlar bağlantıya izin veriyor Bluetooth, AUX kablosu ve USB soketi üzerinden birlikte, bir FM vericisi satın almadan önce, USB soketinin yalnızca şarj için kullanışlı olmadığından, aynı zamanda USB bellek üzerinden müzik çalmayı da desteklediğinden emin cihazlardan birini satın aldıktan sonra, bağlantı sadece birkaç saniye sürer. Tek yapmanız gereken, aracı çalıştırmak ve FM vericiyi çakmak soketi - Cihaz otomatik olarak araç radyosunu açın, işlevi seçin akortçu radyo dinlemenizi sağlayan, bağlanın radyofrekans FM vericisi ekranında görünen, USB bellek cihazın soketinde ve hepsi olarak, FM vericiyi verilen AUX kablosuyla araç radyosuna bağlayabilir ve radyodan CD çalara geçmek için kullandığınız düğmeye basarak AUX modunu birkaç kez ayarlayabilirsiniz SRC o kaynak . Kablolu bağlantı ses kalitesini büyük bir bütçeniz varsa ve arabanıza mükemmel şekilde uyan bir çözüm istiyorsanız, göz önünde bulundurmak isteyebilirsiniz. YATUR - Bu, doğrudan araç radyosunun arkasına hem standart hem de harici kurulacak ve AUX IN ve SD girişine ek olarak bir USB soketine sahip olmanızı sağlayan bir için Yatour ile birlikte verilen özel aletler kullanılarak araç radyosunun çıkarılması gerekir, daha sonra mavi fiş cihazın araç radyosunun arkasındaki göreceli girişe takın ve diğer konektörü Yatour'daki girişe takın. Kurulum tamamlandığında, cihazı USB soketine takmanız temel versiyonda ve Bluetooth versiyonunda mevcut olduğunu ve birçok araba modeliyle uyumlu olduğunu bilmelisiniz. Satın alma işlemini gerçekleştirmeden önce cihazın aracınızla uyumlu olduğunu müzik dinlemek için diğer seri USB soketi yoksa ve yukarıda önerilen çözümlerle amacınıza ulaşamadıysanız, üzgünüm ki arabanızdaki bir USB çubuğundan müzik dinleme fikrinden rağmen sayısız düşünebilirsiniz arabada müzik dinlemek için diğer çözümler. İşte size uygun olabilecek alternatif yöntemlerin bir listesi. Kaset ve CD - Otomobilde müzik dinlemek ve otomobilin kaset çalarına ve CD çalara yerleştirmek için kaset ve CD gibi fiziksel formatlara güvenmek için kullanılan geleneksel yöntem. Yardımcı kablo - 3,5 mm konektörlü ortak bir AUX kablosu aracılığıyla, cep telefonları, tabletler, CD çalarlar ve MP3 çalarlar gibi AUX IN girişi olan herhangi bir cihaz araca bağlanabilir. Araçta AUX IN girişi yoksa, aracın kaset çalarına takılacak bir kaset adaptörüne güvenmek ve bir 3,5 mm jak çıkışına geri dönmek mümkündür. Bluetooth - Araçta müzik dinleme çözümleri arasında araç ile cep telefonu arasında Bluetooth bağlantısı da bulunmaktadır. Araç standart olarak Bluetooth sistemi ile donatılmamışsa, otomatik cep telefonu bağlantısına izin veren çok sayıda harici Bluetooth cihazı vardır. Bir Apple cep telefonunuz varsa, telefonun nasıl bağlanacağına dair rehberimi okuyarak konuyu derinleştirebilirsiniz. iPhone Bluetooth ile makineye. Akıllı sistemler - En yeni arabalar standart olarak, cep telefonunuzu bağlamanıza ve tam bir güvenlik içinde sürüş sırasında kullanmanıza olanak tanıyan akıllı sistemlerle donatılmıştır. Birçok işlev arasında akıllı sistemler, cihaz kitaplığındaki veya aşağıdaki hizmetler aracılığıyla müzik dinleme olanağı sunar Google Müzik Çal, Spotify, Pandora, Amazon Müzik, Deezer ve çok daha fazlası. Aracınızın standart olarak bir Smart sistemi yoksa uyumlu telsizlerden birini kurabilirsiniz.
Türk Filmleri Aile Arasında Filmi Müzikleri 10 Ocak 20186 Şubat 2019 Yönetici 0 yorum Aile Arasında Çalan Şarkılar, Aile Arasında Filmi Müziği, Aile Arasında Filmi Şarkıları, Aile Arasında Soundtrack Aile Arasında Filmi Müzikleri Ozan Açıktan tarafından yönetilen ve senaryosunu Gülse Birsel’in yazdığı komedi türündeki Türk filmi. Filmin başrolerinde Engin Devam
aile arasında arabada çalan müzik